22 Mayıs 2014 Perşembe

Tasarım İlkeleri ve Öğeleri

Tasarım Nedir?

    Tasarım bir kurgudur diye tanımlarsak yanlış olmaz sanırım. Bunu daha açacak olursak zihinde canlandırdığımızı kâğıda çizme eylemidir diyebiliriz. Tasarımı bir zihinsel iş olarak ele aldığımızda işin içine hayal kurma, akıl yürütme ve yaratıcı düşünme gibi üst düzey zihinsel süreçler de dahil oluyor. Hayatımızda gördüğümüz her bir varlığın bir tasarımı olduğunu düşünürsek çok geniş bir eylemden bahsedebiliriz.   


 
                                       
                                                                                       

Tasarım İlkeleri

    Tasarım ilkelerini tasarımın nasıl yapılması gerektirdiğini gösteren yol göstericilerdir diye tanımlayabiliriz. Bir nevi yol rehberleridir tasarım yaparken.
Bu ilkeler şunlardır: 




  •  Bütünlük    ilkesi tasarımın en temel ilkesidir diyebiliriz. Her   parçanın   tek tek değil bütünsel bir anlam kazanmasını sağlar. Tasarımın bütünlüğü olmazsa o tasarım başarılı olarak düşünülemez  

  •  Farklılık    Farklılık bir öğenin karakterini onu farklılaştırmak için değiştirmek anlamına gelir.  Farklılık bütünlüğün tamamlayıcısıdır ve görsel ilgi yaratmak için ihtiyaç duyulur

  • Vurgu  Vurgu bir tasarımda odak noktası yaratır.  O, en önemli olana nasıl dikkatleri çekeceğimizdir. Vurgu olmaksızın, gören kişinin resme bakışını çekmeksizin iletişim gerçekleşmez   Ön plana çıkması gereken unsur ile ikinci planda kalması gereken unsur arasında gerçekleştirilen yön, biçim, doku, renk, ton ya da çizgi kontrastı ile sağlanabilir.    

  • Denge  Denge bir tasarımdaki görsel ağırlığın eğit olarak dağıtılmasıdır . Bir tasarımda denge unsuru varsa, o tasarım kendisiyle “barışık” demektir. Görsel denge dikey eksen etrafında oluşur ve gözler eksenin iki tarafında da görsel ağırlığın eşit dağılımına ihtiyaç duyar .  

  • Alan Alan iki boyutlu tasarımda zorunlu olarak düzdür; genişlik ve yüksekliği vardır ama derinliği yoktur. Gören kişinin zihninde boşluk illüzyonu yaratabilecek belli işaretler vardır . Bu işaretler kullanılarak sanatçılar ve tasarımcılar üç boyutlu olarak algılanabilecek resimler yaratabilirler                

  • Zıtlık   Zıtlık tasarımı ilgi çekici hale getiren iyi bir ilkedir. Zıtlık okuyucunun dikkatinin dağılmasını engeller. Çizgiler, şekiller ve grafikler zıtlık yaratabilir.   
  • Ritim Görsel tasarımda nesnelerin uyum oluşturacak şekilde dengelenmesidir. Ritim gözün tasarımdaki önemli parçaları yakalamasını, tasarımın mesajının kolaylıkla algılanmasını sağlar.

  • Oran/Orantı Oran boyut ile şekil arasındaki ilişkidir. İyi bir orantı için elemanların boyutlarını iyi değerlendirmek gerekir.







Sonuç 

 Sonuç olarak diyebiliriz ki tasarım tamamen bir zihinsel eylemdir. Eğer siz de tasarımcı olmayı düşünüyorsanız mutlaka ve mutlaka hayal gücünüzü genişletmelisiniz. Bunun da yolu mutlaka çok kitap okumaktan geçiyor. İyi bir tasarımcı olmayı düşünüyorsanız süz de mutlaka bir an önce kitap okunma alışkanlığı kazanmalısınız. Çalışmalarınız da başarılar dilerim  :) 




                                     KAYNAKÇA:


 
                          http://bilisimg.wordpress.com/
                          www.hasanyalcin.com
                          www.begenyaz.com



21 Mayıs 2014 Çarşamba

Eğitimde Teknoloji Entegrasyonu

Teknoloji

  ''Sanayi süreçlerin bilimsel çalışması'' olarak yerini aldı sözlüklerde teknoloji. İlk gününden itibaren inanılmaz hızlı hatta bazen korkutucu bir şekilde ilerledi teknoloji ve hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Çocuktan yaşlıya, köylüden şehirde yaşayana, çiftçiden bilim adamına kadar herkes bir şekilde nasibini almaktadır artık teknolojiden, zira almamak elde değildir artık. Durum böyle iken hayatımızın en önemli gelişim süreçlerinden biri olan eğitim'de de teknolojiyi kullanmak zorunlu bir hal almıştır diyebiliriz.

 


Teknoloji ve Eğitim

Aslında zaten kullanıyoruz teknolojiyi. Asıl soru daha iyi ve verimli nasıl kullanabiliriz olarak karşımıza çıkıyor. Eğitim amaçlı kullandığımız teknolojilerin çeşitliliklerini nasıl çoğaltabiliriz? Kullandığımız teknolojilerin dersimizin amacına uygun olarak verimliliğini nasıl üst seviyelere çıkarabiliriz? Teknolojiyi tam olarak okul kültürüne nasıl dahil edebiliriz? Eğitime teknoloji entegrasyonu bu sorular üzerine yoğunlaşıyor daha çok. Günümüzde zaten az da olsa okullarımız teknolojik aletlerle donatılmış durumda. Ancak teknolojinin okullarımıza sadece ürün olarak girmesi yerine eğitimin bir parçası olarak girmesi daha gerçekleşmemiştir. ABD’de öğretmenlerin Sayısal İçeriği kullanma konusunda yapılan bir araştırmanın sonuçlarında şu sonuçlar ortaya çıkmıştır:
1. Öğretmenlerin %97 si evde veya okulda mesleği ile ilgili olarak bilgisayar kullanmaktadır. 
2. Öğretmenlerin % 53 ü yazılımları sınıf öğretimde kullanmakta, % 61 ise İnterneti öğretimde kullanmaktadır. 
3. Yazılımları dersinde kullanan öğretmenlerin sadece % 17 si yazılımı temel kaynak olarak kullanmaktadır. Oysa interneti kullananların sadece % 9 u WEB sitelerini temel kaynak olarak görmektedir. 
4. Yazılımları kullanmayanlar sınıflarında bilgisayar olmadığından ya da bilgisayar donanımının yeterli olmadığından dolayı kullanmadıklarını ifade etmektedir. 
5. WEB siteleri araştıran öğretmenlerin % 48 i dersleri için uygun servisleri bulmanın zorluğundan söz etmektedirler. % 59 ise yazılım için aynı durumu belirtmektedir. 
6. Teknoloji eğitimi alanları kendilerini daha rahat hissetmektedirler. 
7. 20 yıllık hocalara göre beş ya da daha az yıllık öğretmenler teknoloji kullanmaya daha yatkındır.  
8. Öğretmenler güçlükleri; para, sınıf ve hazırlık zamanı ve müfredata uygunluk olarak belirtmektedirler. 
9. Başarılı uygulamalar için yazılımın veya kapsamın öğretmenin ya da başka birinin seçmesi önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.  

Anket 15 bin öğretmenin katılımı ile ortaya çıkmıştır. 

   Bu anket sonucu bize gösteriyor ki 
  • Öğretmenler teknolojiyi kullanıyor, fakat yeterli derecede değil.
  • Öğretmenler teknolojiyi kullanmak istiyor fakat, kullanamıyor yada zorluk çekiyor.
  • Öğretmenler teknolojiyi kullanmak istiyor fakat, güvenmiyor.
  • Öğretmenler teknolojiyi kullanmak istiyor, fakat kullanacağı yazılımları ve uygulamalrının hazırlanmasında içeriği kendisi belirlemek istiyor.

Bir dahaki bölümde bu anket üzerine eğitimde teknoloji entegrasyonunda karşılaştığımız temel sorunlar ve çözüm yolları hakkında yazacağım.




Temel Sorunlar

 Yapılan ankete göre en temel sorun öğretmen yetersizliği olarak ortaya çıkıyor. Zira bu konuda yani eğitimde teknoloji entegrasyonu konusunda öğretmenlere çok büyük iş düşüyor. Çünkü eğitimde teknolojiyi kullanabilmesi için öğretmenin anlatacağı konu ile beraber kullanacağı teknolojiye(uygulama) de hakim olması gerekiyor. Bu iki alandan biri eksik olursa verimli eğitim gerçekleşemez. Öğretmenin konuya hakim olması fakat teknolojiyi kullanamaması durumunda teknolojinin eğitime entegrasyonundan söz edemeyiz. Aynı şekilde teknolojiyi kullanıp da konuya hakim olmaması durumunda da verimli eğitim gerçekleşemez. Zira teknolojiyi artık öğrenciler zaten kullanabiliyor olacaklardır. Kısacası yeni nesil öğretmenlere bu konuda büyük iş düşüyor ve tam donanımlı olunmazsa istenilen verim ortaya çıkmayacaktır.
   Bunun dışında eğitimde teknoloji entegrasyonuna engel olabilecek maddi yetersizliklerde olabilir. Teknolojik donanımın yetersizliği, erişimin zorluğu veya pahalı olabilecekleri gibi. Ancak tüm dünyanın, aynı şekilde ülkemizde de buna ciddi yatırımlar yapılmakta ve imkanlar sağlanmaktadır.

Çözüm Önerileri

  Türkiye'de özellikle de son dönemde yapılan ciddi yatırımlara rağmen eğitimde teknoloji entegrasyonu konusunda istenilen sonuç elde edilememektedir. Bu bize gösteriyor ki teknolojik donanım tek başına yeterli olmamaktadır. Bir önceki bölümde de değindiğimiz üzere tam donanımlı öğretmenlere ihtiyaç vardır. O yüzden de öğretmenlere yeterlilik kursları uygulanabilir ve eksiklikleri belirlenip onun üzerine özel eğitimler uygulanabilir. Tabi ki de burada tüm sorumluluğu öğretmenin üzerine atmak yanlış olur. İdareciler, yönetmenler, içerik hazırlayıcıların da yeterli olması beklenmektedir.
Okula yeni yazılım alınmadan önce bilişim alanında bilgili öğretmenlerin yazılımları incelemeleri sağlanmalı, yazılımın taleplere yanıt verip vermediği belirlenmelidir. Bu  şekilde hem mali kayıp azalacak, hem de daha işlevsel yazılımlar kullanılabilecektir. Ayrıca bu konuda tecrübeli kurum ve elemanlardan yardım istenebilir.
Tüm bunlara ek olarak konu ile ilgili yararlı olabileceğini düşündüğüm bir anımı paylaşmak istiyorum;
Geçenlerde katıldığım bir seminerde bir hocanın konuşması beni çok etkilemişti: 
 ''Burada  saatlerce hatta yıllarca da bu konuyu konuşsak bir çözüme ulaşamayız. Zira bizim hep ihmal ettiğimiz ve teknolojiden daha çok önemli bir unsur var. Öğrencilerimize insan olmayı öğretmek. Bunu öğrete bildikten sonra teknolojiyi çocukların kendisi bile öğreneceklerdir, teşekkürler :) ''.     









KAYNAKÇA;

http://egitimdeteknoloji1.blogspot.com.tr/2012/03/l.html

AŞKAR, P, Eğitimde Teknoloji Kullanımı

VAROL, P, Bilişim Teknolojilerinin Eğitim Kurumlarında Kullanımları ve Eğitimcilerin Rolü

AKSOY, H, ALOĞLU, M, Eğitimde Teknolojik Eğilimler